HOP
  
Polat Duğan | Official Web Site
polatdugan

Günümüzde online oyun bağımlılarının çoğu gerçek hayattan elini ayağını çekmiş, oyundan başka bir görevi yokmuş gibi yaşam süren insanlardır. Bir zararının olmadığını düşünür ve öyle yaşarlar. Aslında büyük bir hastalığın zor bir evresini geçirdiklerinin farkında değildirler. Ülkemizde bu yüzden okullarını bitiremeyen oyun bağımlısı gençler var. Bununla ilgili şahit olduğum bir çok kişi gördüm. Üniversite yıllarımda şehir dışından okumaya gelip gününün bir çoğunu oyunlara ayıran gençler vardı. Kimisi okulunu bitiremedi, kimisi zar zor bitirdi ama mesleğini yapmıyor. Belkide hala oyun peşindedir, bilemiyorum. Mesleğim yüzünden bir çok kişi bana bilgisayarındaki virüs ve sorunlardan bahsediyor. Bana bilgisayarım çöktü diye gelen kişilerin çoğuda online oyun oynayanlar oluyor. Bu durumu hem sanal olarak hemde reel olarak bir virüs olarak görüyorum.

Google

Geçtiğimiz senelerde İzmirden Eskişehire ziyaret için tren yolculuğu yapıyordum. Yolculuğum sırasında genç bir arkadaş ile tanıştım. Murat o zaman lise döneminde oyun bağımlısı olan birisiydi. Babası ile İzmirden dönüyorlardı. Kendisi ile yolculuk boyunca konuştuk muhabbet ettik ve sürekli oyun oynadığını ve sıkıntı yaşadığı halde oyun oynamadan yapamadığını söyledi. Bende ona bu durumun zararlarından ve etrafımdaki kişilerin yaşamlarından bahsettim. Murat ile hala sosyal medya üzerinden de görüşüyoruz. Kendisi artık bir oyun bağımlısı değil çünkü zararlarını çok iyi bir şekilde gözlemlemiş birisi. Kuzenide bir oyun bağımlısıymış ve umarım oda bir gün bu bağımlılığından Murat abisi gibi kurtulacak. Oyun oynama diye hiç bir zaman söylemem. Oynayacaksın tabiki ama sınırını bilerek oyna. Online oyun oynaman senin zamanını boş yere harcamana sebep oluyor. Saatlerini günlerini oyuna bağlayarak geçirmen seni ne kadar zarara soktuğunu düşünememene sebep oluyor. Bu yüzden Murat kardeşimin kendi hayatından yazdığı bir yazıyı sizlere örnek olarak paylaşmak istiyorum.

Merhaba arkadaşlar ben Murat 18 yaşındayım. Bundan yaklaşık bir buçuk yıl önce lolcü diye tabir edilen liselilerdendim. O sene ve öncesinde ki yaz aylarını lol oynayıp twitch yayınlarını takip ederek geçirdim. Okul başlayınca azaltırım diyordum kendime ama tabi ki öyle olmadı. Okuldan gelir gelmez bilgisayarı açıp biraz facebookta dolaşıp sonra lol oynamaya başlardım. Yazılı  derslere bir gece önce 1 saat falan bakarsam bakıyordum o kadar. Bu arada ben epilepsi daha çok bilinen adıyla sara hastasıyım Polat abiyle tanışmam da bu sayede oluyor. Şubat tatiline yakın bende çok sık olarak baş dönmeleri başladı. Şubat tatilinde babamla İzmir’e kontrole gittik. Doktor hapın dozunu artırdı falan derken akşam trenle dönüşte Polat abiyle aynı vagona denk geldik ama birbirimizi tanımıyoruz. Ben Polat abiyi bir twitch yayıncısına benzettim (o kadar uzun sire olduki bakmayalı adını bile unuttum) Polat abinin yanına gidip siz o yayıncı mısınız diye sordum. Sonra muhabbet etmeye başladık Polat abi bana web tasarımla uğraştığını söyledi. Ama konu tekrar online oyunlara geldi Polat abi bana arkadaşlarından örnek verdi. Eğer şimdi iyi ders çalışırsam ilerde zaten istediğim kadar oyun oynayabileceğimden bahsetti online oyunların boşa zaman harcadığını söyledi ki gerçekten öyle olduğunu farkettim lolde sürekli hedef koyuyor insan kendine 30 lv olayım rün dizeceğim şu kadar ip kasayım bu karakteri alacağım yada bronzdan çıkacağım gibi hedefler (tr severındaki bronz 5 arkadaşlar daha çok beklersiniz) anlayacağınız oyun hiç bitmiyor. İleride ne olacağını düşündüm, nereye kadar oynayacağımı, oynayınca ne olacağını, oyuna harcadığım zamanı düşündüm. Şu zamana kadar oynadım da ne oldu diye düşündüm sonra bırakma kararı aldım bilgisayarımdan lolü komple kaldırdım. Ama o sene tabi ki son oynayışım olmadı haftada 1 saat oynamaya internet kafeye gittim Lolün hayatımda oluşturduğu boşluğu ders çalışarak diğer hobilerle doldurdum onbirinci sınıf bitince ben oyunu komple bıraktım haftada bir saatide oynamadım ve şuan lol oynamakla geçirdiğim onca vakit boşa harcanmış gereksiz vakit gibi geliyor. Lolü bırakmamın hayatımda oluşturduğu boşluğu ders çalışarak diğer hobilere yönelerek geçirdim. Diyeceksiniz o kadar ders çalıştın nereyi kazandın? YGS’ye iki hafta kala babam beyin kanaması geçirdi. Sınava yoğun bakım kapısının önünden gittim. 2 ay kaldı hastanede LYS de yalan oldu. Babam şu an iyi çok şükür. Bende bir sene daha denemeye karar verdim. Ama o gün Polat abiyle konuşmasaydım hala bilgisayarımda lol kurulu olurdu bende gerçekleri göremezdim. Çok teşekkürler Polat abi.

Oyun bağımlılarının tepkilerini aşağıdaki videolardan görebilirsiniz.


 1 Makalemi Beğendiniz mi?

    Yazıyı Paylaşın:

Polat DUĞAN
Sistem ve Ağ Uzmanlığı
1988 İzmir doğumluyum. 2009′da Dumlupınar Üniversitesi Endüstriyel Elektronik Bölümü’nden mezun oldum. 2014′de Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesin’den de Mezun oldum :) 2011'de Bilge Adam'dan "Sistem ve Ağ Uzmanlığı" ve "Web ve Grafik Tasarım Uzmanlığı" Eğitimlerine başlayarak üstün başarı sertifkalarımı aldım.

QR:  Bir Gamer’ın Hikayesi !
Mekale Adı: " Bir Gamer’ın Hikayesi ! "
Kategorisi ve Yazarı: " Genel " kategorisine " " tarafından eklemiştir.
Tarihi ve Kelime Sayısı : " 23 Eylül 2016 " tarihinde eklemiş ve " 668 " kelime mevcuttur.
Okunma ve Yorum Sayısı : Bu yazı 5 dakika sürede okunabilir. " 7.042 " görüntüleme ve " 0 yorum " yapılmıştır.
  Benzer Yazılarpolatdugan
  Yorumlarpolatdugan
  Cevap Bırakın

Tweetle